DİĞER
K24'te haftanın vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
“Şiir üzerine yazmayan şairleri çok ciddiye almamıza gerek yok aslında. Bu iş bir gizem işi değil çünkü. Şiir yazmak sadece kendi başına anlam kazanabilen bir şey değil. Zorunlu olarak yorumunu da arzulayan bir süreç. Bu yorumu bugün bir Süpermen çıkıp yapmayacak. Herkese karşı adaletli bir eleştirmen modeli artık tarihe karıştı.”
“Yapay zekâ’ya dair her öngörümüzün, her tasavvurumuzun her birimiz için kendimizle ve dünyayla kurmakta olduğumuz ilişkinin bir aynası olması kaçınılmaz. Bu elbette şu demek, bugün yapay zekâya dair söylediğimiz her şey, aslında daha çok her birimizin kendimize ve kendimiz dışındaki her şeye ilişkin olarak söylediğimiz sözlerden başka bir şey değildir."
"Daktiloda üretilen somut şiir biriciktir, Benjamin’in aura kavramının canlı kaldığı bir kipi akla getirir. Olduğu yerden kalkıp mürekkep şeridine vuran harfler bilgisayar klavyesinde olmayan bir özelliğe sahiptir: Kusursuz bir şekilde kopyalanamaz, tıpkıbasımı ise özgün halinin ancak bir sureti olabilir. Harflerin kâğıda vuruş açısı, mürekkebin miktarı ve kalitesi buna engeldir; bu kıstaslar her kullanımda değişir. Bu açıdan somut daktilo şiiri plastik sanatlara yakındır."
"Somut şiir sanıldığının aksine görsel şiirle aynı şeyi ifade etmez; görsel şiirden doğmuş, ondan beslenmiştir ancak sonuç olarak amaçladığı başka türlü bir şeydir. Sık sık ses şiiri ve görsel şiirle karıştırılır; oysa ses şiiri dilin daha çok akustik özelliklerini, görsel şiir ise dilin görüntü/imge özelliklerini pekiştirmeyi hedefler."
"Dergileri 'Genç Şairler'in yayımlandığı ilk sayıdan başlayarak taradım. Birçok tanıdık isim çıktı karşıma. Sadece sonradan şair olarak ünlenenler değil, öykücü de vardı aralarında, spor yazarı da, yahut daha sonraları müstear isimle ünlenen şairin nüfus kâğıdındaki ismiyle yayımladığı bir şiir de..."
"Şiir, dilde kuruluyor olması nedeniyle transkültürelliğin hiç beklenmeyeceği bir alan. Ancak Endülüs kültürü bunu zarif bir biçimde başarmış görünüyor. Harcelerde karşılıklı olarak birbirlerinin şiirlerinden, şarkılarından, dillerinden alıntılar yapmışlar. Öylesine bir dilsel rahatlık içindedir ki, Romancanın içine tekrar 'habib' gibi bir Arapça sözcüğü de koyuverir şair."
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Kapitalist sistemin pek çok konuda sınıfta kaldığını, kuyrukluyıldız kriziyle örnekleyerek gösteren Don't Look Up bir kara komedi. Ama hakikat sonrası dünyada biraz malumun ilamı gibi duruyor..."
“Kuiri bir teoriden önce kimlik meselesi/yaşama biçimi olarak algıladığım için metni kuirleştirmek gibi ayrıca bir çaba sarf etmedim. Kurduğum her mısra, denediğim her biçim zaten benim yaşamımdan, benim tarihimden, bana ait olan her şeyden kopup geldi.”
"Çok üzerinde durulduğu söylenemez ama Montaigne’in Denemeler’i son derece katmanlıdır; hatta Ece Ayhan’ın şiirleriyle boy ölçüşecek bir alacakaranlık içerir. Bizler onu akıllı, uslu ve etliye sütlüye pek karışmayan bir düşünür olarak görme eğilimindeyizdir ama böyle düşünerek mevcut potansiyelini ıskalıyoruz. Halbuki denemeyi, kendi sınırlarını aşan ve diğer türlerle çiftleşmeyi başaran bir tür olarak görmeliyiz."
İnsan haklarına dair temel sorular, hak kategorileri ve başvurulacak temel kitaplar: "İnsan hakları kesinlikle sadece hukukçulara bırakılmamalı."
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık